19 Aralık 2011 Pazartesi

bahanesiz

Kan damlıyordu kaleminden oturdu gökkuşağı çizdi kanrevan oldu evren..
Işık kırılırsa renklere bölünmez kanar..
Umut kırılsa çoğalmaz biter..
Uzun uzun kelimeler türer yalnızlıktan
ve bazı kelimeler dağı dağa kavuşturur da aynı zamanda tavşandan hiç ses seda yoktur.
Anlamsızlığa vurur cümleler , nerden çeksen oraya gider yollar.
Üstüne düşünülmemiş basit bir şiir olur varlığım adının arkasına saklanır..
Tanrıya biraz ihanet gibi yarıda kesilmiş cümlelere kılıf aranır..
Vazgeçmenin kolaylığı seçilir özlemin ağırlığına..
Rüzgara dokunur kokun ve adına adanır yedi cihan..

dümdüz hayat

İçimden koca koca parçalar kopuyo,
ardından hiçbir parça tutmuyor birbirini ..
Hava güneşliymiş yağmurluymuş farketmiyor bir zaman sonra..
Hatta saatlerin günlerin ayların önemi kalmıyor..
Geceyi gündüze karıştırmak , her günü pazar saymak..
Kendine küçük yanlızlıklar peydahlıyor kalbim sonra oturup birer birer büyütüyor..
Başkalarının yalnızlığına katılıyor birkaçı ..
Şu günlerde herkes pahalılıktan bahsediyor ama herşeyin ne kadar ucuz olduğu görülmüyor..
Tanrı senden harcadıkların için ne kadar istiyor?
Bir kapı kapanıyor ruhumda kimsenin bilmediği sırlarla
-sahi iki kişinin bildiği sır değil miydi ?-
dolu bi sandık oluveriyorum varlığı bile unutulmuş.
Yokluğuna mayın döşeyip cesur adımlarla yürüyorum sana,
bile bile lades bu gece..
Ölüm seni ben seçtim..